قَالَ هَلْ أَنتُم مُّطَّلِعُونَ ﴿٥٤﴾
54.Kâle hel entum muttaliûn(muttaliûne).
"Siz muttali olanlar mısınız (onun halini yakînen bilenler misiniz)?" dedi.
فَاطَّلَعَ فَرَآهُ فِي سَوَاء الْجَحِيمِ ﴿٥٥﴾
55.Fettalea fe raâhu fî sevâil cahîm(cahîmi).
O zaman (onun haline) muttali oldu. Ve böylece onu ateşin ortasında gördü.
قَالَ تَاللَّهِ إِنْ كِدتَّ لَتُرْدِينِ ﴿٥٦﴾
56.Kâle tallâhi in kidte le turdîn(turdîne).
"Allah’a yemin olsun ki, sen az daha beni de gerçekten helâk edecektin?" dedi.