قَالَ قَائِلٌ مِّنْهُمْ إِنِّي كَانَ لِي قَرِينٌ ﴿٥١﴾
51.Kâle kâilun minhum innî kâne lî karîn(karînun).
Onlardan konuşan birisi: "Gerçekten benim bir yakınım vardı." dedi (der).
يَقُولُ أَئِنَّكَ لَمِنْ الْمُصَدِّقِينَ ﴿٥٢﴾
52.Yekûlu e inneke le minel musaddikîn(musaddikîne).
"Sen gerçekten (tekrar dirilmeyi) tasdik edenlerden misin?" dedi.
أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا أَئِنَّا لَمَدِينُونَ ﴿٥٣﴾
53.E izâ mitnâ ve kunnâ turâben ve izâmen e innâ le medînûn(medînûne).
Öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı? Gerçekten biz mutlaka cezalandırılacak olanlar mıyız?