عَلَى سُرُرٍ مُّتَقَابِلِينَ ﴿٤٤﴾
44.Alâ sururin mutekâbilîn(mutekâbilîne).
Karşılıklı tahtlar üzerinde.
يُطَافُ عَلَيْهِم بِكَأْسٍ مِن مَّعِينٍ ﴿٤٥﴾
45.Yutâfu aleyhim bi ke’sin min maîn(maînin).
Onların etrafında akan sudan (doldurulmuş) kadehler dolaştırılır.