أُوْلَئِكَ لَهُمْ رِزْقٌ مَّعْلُومٌ ﴿٤١﴾
41.Ulâike lehum rızkun ma’lûm(ma’lûmun).
İşte onlar; onlar için malûm (bilinen) bir rızık vardır.
فَوَاكِهُ وَهُم مُّكْرَمُونَ ﴿٤٢﴾
42.Fevâkihu, ve hum mukramûn(mukramûne).
Ve meyveler, onlar ikram olunanlardır.