فَحَقَّ عَلَيْنَا قَوْلُ رَبِّنَا إِنَّا لَذَائِقُونَ ﴿٣١﴾
31.Fe hakka aleynâ kavlu rabbinâ innâ le zâıkûn(zâıkûne).
Artık Rabbimizin (azap) sözü üzerimize hak oldu. Muhakkak ki biz, onu (azabı) mutlaka tadacak olanlarız.
فَأَغْوَيْنَاكُمْ إِنَّا كُنَّا غَاوِينَ ﴿٣٢﴾
32.Fe agveynâkum innâ kunnâ gâvîn(gâvîne).
Evet, sizi biz azdırdık. Gerçekten biz azgınlar olmuştuk.
فَإِنَّهُمْ يَوْمَئِذٍ فِي الْعَذَابِ مُشْتَرِكُونَ ﴿٣٣﴾
33.Fe innehum yevme izin fîl azâbi muşterikûn(muşterikûne).
İşte muhakkak ki onlar, izin günü azapta ortak olanlardır.