فَإِذَا نَزَلَ بِسَاحَتِهِمْ فَسَاء صَبَاحُ الْمُنذَرِينَ ﴿١٧٧﴾
177.Fe izâ nezele bi sâhatihim fe sâe sabâhul munzerîn(munzerîne).
Onların sahasına (bulundukları yere) (azap) indiği zaman, işte (o gün) uyarılanların sabahı (ne kadar) kötü oldu (olacak).
وَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتَّى حِينٍ ﴿١٧٨﴾
178.Ve tevelle anhum hattâ hîn(hînin).
Ve bir süre kadar onlardan yüz çevir.
وَأَبْصِرْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ ﴿١٧٩﴾
179.Ve ebsir fe sevfe yubsirûn(yubsırûne).
Ve gözle! Yakında onlar da görecekler.