إِنَّهُمْ لَهُمُ الْمَنصُورُونَ ﴿١٧٢﴾
172.İnnehum le humul mensûrûn(mensûrûne).
Muhakkak ki onlar, mutlaka yardım edilecek olanlardır.
وَإِنَّ جُندَنَا لَهُمُ الْغَالِبُونَ ﴿١٧٣﴾
173.Ve inne cundenâ le humul gâlibûn(gâlibûne).
Ve muhakkak ki gâlip gelecek olanlar, mutlaka Bizim ordularımızdır.
فَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتَّى حِينٍ ﴿١٧٤﴾
174.Fe tevelle anhum hattâ hîn(hînin).
Artık bir süre kadar onlardan yüz çevir.