وَإِنَّا لَنَحْنُ الصَّافُّونَ ﴿١٦٥﴾
165.Ve innâ le nahnus sâffûn(sâffûne).
Ve muhakkak ki biz, mutlaka (Allah’ın huzurunda) saf saf duranlarız.
وَإِنَّا لَنَحْنُ الْمُسَبِّحُونَ ﴿١٦٦﴾
166.Ve innâ le nahnul musebbihûn(musebbihûne).
Ve muhakkak ki biz, mutlaka (Allah’ı) tesbih edenleriz.
وَإِنْ كَانُوا لَيَقُولُونَ ﴿١٦٧﴾
167.Ve in kânû le yekûlûn(yekûlûne).
Ve onlar mutlaka, sadece (şöyle) diyorlardı.