مَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ ﴿١٥٤﴾
154.Mâ lekum, keyfe tahkumûn(tahkumûne).
Size ne oluyor? Nasıl (böyle) hüküm veriyorsunuz?
أَفَلَا تَذَكَّرُونَ ﴿١٥٥﴾
155.E fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).
Hâlâ tezekkür etmeyecek misiniz?
أَمْ لَكُمْ سُلْطَانٌ مُّبِينٌ ﴿١٥٦﴾
156.Em lekum sultânun mubîn(mubînun).
Yoksa sizin apaçık bir sultanınız (deliliniz) mi var?