أَمْ خَلَقْنَا الْمَلَائِكَةَ إِنَاثًا وَهُمْ شَاهِدُونَ ﴿١٥٠﴾
150.Em halaknâl melâikete inâsen ve hum şâhidûn(şâhidûne).
Yoksa melekleri, Biz dişi olarak yarattık da onlar şahit mi oldular?
أَلَا إِنَّهُم مِّنْ إِفْكِهِمْ لَيَقُولُونَ ﴿١٥١﴾
151.E lâ innehum min ifkihim le yekûlûn(yekûlûne).
Yalanlarından dolayı mutlaka (şöyle, şöyle) diyenler kesinlikle onlar değil mi?
وَلَدَ اللَّهُ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ ﴿١٥٢﴾
152.Veledallâhu ve innehum le kâzibûn(kâzibûne).
"Allah doğurdu." Muhakkak ki onlar, kesinlikle yalan söyleyenlerdir.