وَتَرَكْنَا عَلَيْهِمَا فِي الْآخِرِينَ ﴿١١٩﴾
119.Ve teraknâ aleyhimâ fîl âhirîn(âhirîne).
Ve sonrakiler arasında ikisine (şerefli bir anı) bıraktık.
سَلَامٌ عَلَى مُوسَى وَهَارُونَ ﴿١٢٠﴾
120.Selâmun alâ mûsâ ve hârûn(hârûne).
Musa (A.S)’a ve Harun (A.S)’a selâm olsun.
إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ ﴿١٢١﴾
121.İnnâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).
Muhakkak ki Biz, muhsinleri işte böyle mükâfatlandırırız.