وَهَدَيْنَاهُمَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ ﴿١١٨﴾
118.Ve hedeynâ humâs sırâtal mustakîm(mustakîme).
Ve ikisini (de) Sıratı Mustakîm'e hidayet ettik (ulaştırdık).
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِمَا فِي الْآخِرِينَ ﴿١١٩﴾
119.Ve teraknâ aleyhimâ fîl âhirîn(âhirîne).
Ve sonrakiler arasında ikisine (şerefli bir anı) bıraktık.
سَلَامٌ عَلَى مُوسَى وَهَارُونَ ﴿١٢٠﴾
120.Selâmun alâ mûsâ ve hârûn(hârûne).
Musa (A.S)’a ve Harun (A.S)’a selâm olsun.