وَفَدَيْنَاهُ بِذِبْحٍ عَظِيمٍ ﴿١٠٧﴾
107.Ve fedeynâhu bi zibhın azîm(azîmin).
Ve ona büyük bir kurbanı fidye (oğluna karşı bedel olarak) verdik.
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ ﴿١٠٨﴾
108.Ve teraknâ aleyhi fîl âhirîn(âhirîne).
Sonrakiler arasında ona (şerefli bir anı) bıraktık.
سَلَامٌ عَلَى إِبْرَاهِيمَ ﴿١٠٩﴾
109.Selâmun alâ ibrâhîm(ibrâhîme).
İbrâhîm (A.S)’a selâm olsun.