وَإِنَّهُ لَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ ﴿٧٧﴾
77.Ve innehu le huden ve rahmetun lil mu’minîn(mu’minîne).
Ve muhakkak ki O, mü’minler için mutlaka Hidayet ve Rahmet’tir.
إِنَّ رَبَّكَ يَقْضِي بَيْنَهُم بِحُكْمِهِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْعَلِيمُ ﴿٧٨﴾
78.İnne rabbeke yakdî beynehum bi hukmihî, ve huvel azîzul alîm(alîmu).
Muhakkak ki senin Rabbin, onların arasında kendi hükmünü verecek. Ve O; Azîz’dir (yüce), Alîm’dir (en iyi bilen).
فَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ إِنَّكَ عَلَى الْحَقِّ الْمُبِينِ ﴿٧٩﴾
79.Fe tevekkel alâllâh(alâllâhi), inneke alâl hakkıl mubîn(mubîni).
Öyleyse sen, Allah’a tevekkül et. Muhakkak ki sen, apaçık (bir şekilde) hak üzeresin.