فَتِلْكَ بُيُوتُهُمْ خَاوِيَةً بِمَا ظَلَمُوا إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً لِّقَوْمٍ يَعْلَمُونَ ﴿٥٢﴾
52.Fe tilke buyûtuhum hâviyeten bimâ zalemû, inne fî zâlike le âyeten li kavmin ya’lemûn(ya’lemûne).
İşte onların zulümleri sebebiyle çökmüş olan evleri! Muhakkak ki bilen kavim için bunda, mutlaka bir âyet (delil) vardır.
وَأَنجَيْنَا الَّذِينَ آمَنُوا وَكَانُوا يَتَّقُونَ ﴿٥٣﴾
53.Ve enceynâllezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne).
Ve âmenû olan (Allah’a ulaşmayı dileyen) ve (bu sebeple) takva sahibi olanları kurtardık.
وَلُوطًا إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ أَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ وَأَنتُمْ تُبْصِرُونَ ﴿٥٤﴾
54.Ve lûtan iz kâle li kavmihî e te’tûnel fâhışete ve entum tubsırûn(tubsırûne).
Ve Lut (A.S), kavmine şöyle demişti: "Siz gördüğünüz halde fahişeliğe (kötülüğe) mi geliyorsunuz?"