وَإِنَّا لَجَمِيعٌ حَاذِرُونَ ﴿٥٦﴾
56.Ve innâ le cemîun hâzirûn(hâzirûne).
Ve muhakkak ki biz, gerçekten sakınılan (korkulan) bir topluluğuz.
فَأَخْرَجْنَاهُم مِّن جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ ﴿٥٧﴾
57.Fe ahracnâhum min cennâtin ve uyûn(uyûnin).
Böylece Biz, onları (firavun ve kavmini) bahçelerden ve pınarlardan çıkardık.
وَكُنُوزٍ وَمَقَامٍ كَرِيمٍ ﴿٥٨﴾
58.Ve kunûzin ve makâmin kerîm(kerîmin).
Ve hazinelerden ve kerim (ikram edilmiş, yüksek) makamlardan (çıkardık).