الَّذِي يَرَاكَ حِينَ تَقُومُ ﴿٢١٨﴾
218.Ellezî yerâke hîne tekûm(tekûmu).
O, sen kıyam ettiğin zaman seni görür.
وَتَقَلُّبَكَ فِي السَّاجِدِينَ ﴿٢١٩﴾
219.Ve tekallubeke fîs sâcidîn(sâcidîne).
Ve secde edenler arasında senin dönmeni (de görür).
إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ ﴿٢٢٠﴾
220.İnnehu huves semîul alîm(alîmu).
Muhakkak ki O; O, Sem’î’dir (en iyi işten) Alîm’dir (en iyi bilen).