أَفَرَأَيْتَ إِن مَّتَّعْنَاهُمْ سِنِينَ ﴿٢٠٥﴾
205.E fe raeyte in metta’nâhum sinîn(sinîne).
İşte gördün mü? Onları senelerce metalandırsak bile.
ثُمَّ جَاءهُم مَّا كَانُوا يُوعَدُونَ ﴿٢٠٦﴾
206.Summe câehum mâ kânû yûadûn(yûadûne).
Sonra vaadolundukları şey (azap) onlara geldi.
مَا أَغْنَى عَنْهُم مَّا كَانُوا يُمَتَّعُونَ ﴿٢٠٧﴾
207.Mâ agnâ anhum mâ kânû yumetteûn(yumetteûne).
Onların metalandırıldıkları şeyler, onlara fayda vermez (onları müstağni kılmaz).