رَبِّ نَجِّنِي وَأَهْلِي مِمَّا يَعْمَلُونَ ﴿١٦٩﴾
169.Rabbi neccinî ve ehlî mimmâ ya’melûn(ya’melûne).
Rabbim, beni ve ehlimi (ailemi ve bana tâbî olanları), onların yaptıklarından kurtar.
فَنَجَّيْنَاهُ وَأَهْلَهُ أَجْمَعِينَ ﴿١٧٠﴾
170.Fe necceynâhu ve ehlehû ecmaîn(ecmaîne).
Bunun üzerine Biz de onu ve ehlini (ailesini ve ona tâbî olanları), hepsini kurtardık.
إِلَّا عَجُوزًا فِي الْغَابِرِينَ ﴿١٧١﴾
171.İllâ acûzen fîl gâbirîn(gâbirîne).
Geride kalanların içinde bir ihtiyar kadın (Lut (A.S)’ın hanımı) hariç.