إِنْ أَنَا إِلَّا نَذِيرٌ مُّبِينٌ ﴿١١٥﴾
115.İn ene illâ nezîrun mubîn(mubînun).
Ben sadece apaçık bir nezirim (uyarıcıyım).
قَالُوا لَئِن لَّمْ تَنتَهِ يَا نُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ الْمَرْجُومِينَ ﴿١١٦﴾
116.Kâlû le in lem tentehi yâ nûhule tekûnenne minel mercûmîn(mercûmîne).
Dediler ki: “Ey Nuh! Eğer sen, gerçekten (bizi uyarmaktan) vazgeçmezsen, sen mutlaka taşlananlardan olacaksın.”
قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوْمِي كَذَّبُونِ ﴿١١٧﴾
117.Kâle rabbi inne kavmî kezzebûni.
Nuh (A.S): “Rabbim, muhakkak ki kavmim beni tekzip etti (yalanladı).” dedi.