قَالُوا أَنُؤْمِنُ لَكَ وَاتَّبَعَكَ الْأَرْذَلُونَ ﴿١١١﴾
111.Kâlû e nu’minu leke vettebeakel erzelûn(erzelûne).
“Sana en basit insanlar tâbî olduğuna göre, biz (de) mi sana inanalım?” dediler.
قَالَ وَمَا عِلْمِي بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴿١١٢﴾
112.Kâle ve mâ ilmî bimâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
“Onların yapmış oldukları şey hakkında benim ilmim (bilgim) yoktur.” dedi.
إِنْ حِسَابُهُمْ إِلَّا عَلَى رَبِّي لَوْ تَشْعُرُونَ ﴿١١٣﴾
113.İn hısâbuhum illâ alâ rabbî lev teş’urûn(teş’urûne).
Onların hesabı, sadece Rabbime aittir, keşke farkında olsanız.