أُوْلَئِكَ هُمُ الْوَارِثُونَ ﴿١٠﴾
10.Ulâike humul vârisûn(vârisûne).
İşte onlar, varis olanlardır (mirasın sahipleridir).
الَّذِينَ يَرِثُونَ الْفِرْدَوْسَ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ ﴿١١﴾
11.Ellezîne yerisûnel firdevs(firdevse), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Onlar, firdevs cennetine varis olacaklardır. Onlar, orada ebedî kalacaklardır.
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ مِن سُلَالَةٍ مِّن طِينٍ ﴿١٢﴾
12.Ve lekad halaknâl insâne min sulâletin min tîn(tînin).
Ve andolsun ki Biz, insanı balçığın (nemli organik ve inorganik toprağın) özünden yarattık.