قَالُوا حَرِّقُوهُ وَانصُرُوا آلِهَتَكُمْ إِن كُنتُمْ فَاعِلِينَ ﴿٦٨﴾
68.Kâlû harrikûhu vansurû âlihetekum in kuntum fâılîn(fâılîne).
“Eğer yapabilirseniz, onu (İbrâhîm A.S’ı) yakın! Ve ilâhlarınıza yardım edin.” dediler.
قُلْنَا يَا نَارُ كُونِي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَى إِبْرَاهِيمَ ﴿٦٩﴾
69.Kulnâ yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ ibrâhîm(ibrâhîme).
“Ey ateş! İbrâhîm (A.S)’a (karşı) soğuk ve selâmet (zararsız) ol.” dedik.
وَأَرَادُوا بِهِ كَيْدًا فَجَعَلْنَاهُمُ الْأَخْسَرِينَ ﴿٧٠﴾
70.Ve erâdû bihî keyden fe cealnâ humul ahserîn(ahserîne).
Ve ona tuzak kurmak istediler. Fakat Biz, onları daha çok hüsrana düşürdük.