إِنَّهُ مَن يَأْتِ رَبَّهُ مُجْرِمًا فَإِنَّ لَهُ جَهَنَّمَ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيى ﴿٧٤﴾
74.İnnehu men ye’ti rabbehu mucrimen fe inne lehu cehennem(cehenneme), lâ yemûtu fîhâ ve lâ yahyâ.
Muhakkak ki kim Rabbine suçlu olarak gelirse, o taktirde mutlaka cehennem onun içindir. Orada ne ölür, ne yaşar.
وَمَنْ يَأْتِهِ مُؤْمِنًا قَدْ عَمِلَ الصَّالِحَاتِ فَأُوْلَئِكَ لَهُمُ الدَّرَجَاتُ الْعُلَى ﴿٧٥﴾
75.Ve men ye’tihî mu’minen kad amiles sâlihâti fe ulâike lehumud deracâtul ulâ.
Ve kim salih ameller (nefs tezkiyesi) yapmışsa ve O’na (Allah’a) mü’min olarak gelirse o zaman işte onlar, onlar için yüksek dereceler vardır.
جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَذَلِكَ جَزَاء مَن تَزَكَّى ﴿٧٦﴾
76.Cennâtu adnin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ve zâlike cezâu men tezekkâ.
İçinde ebedî kalacakları, altından nehirler akan adn cennetleri vardır. Ve işte bu, tezkiye olanların (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yapanların) mükâfatıdır.