لِنُرِيَكَ مِنْ آيَاتِنَا الْكُبْرَى ﴿٢٣﴾
23.Li nuriyeke min âyâtinâl kubrâ.
Büyük âyetlerimizden (mucizelerimizden) birini, sana göstermemiz içindir.
اذْهَبْ إِلَى فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَى ﴿٢٤﴾
24.İzheb ilâ fir’avne innehu tagâ.
Firavuna git! Çünkü o, azdı.
قَالَ رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي ﴿٢٥﴾
25.Kâle rabbişrah lî sadrî.
(Musa A.S): “Rabbim benim göğsümü şerhet (yar, aç).” dedi.