يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ وَنَحْشُرُ الْمُجْرِمِينَ يَوْمَئِذٍ زُرْقًا ﴿١٠٢﴾
102.Yevme yunfehu fîs sûri ve nahşurul mucrimîne yevme izin zurkâ(zurkan).
O gün ki, sur’a üfürülür. Ve mücrimleri, o izin günü morarmış olarak haşredeceğiz (toplayacağız).
يَتَخَافَتُونَ بَيْنَهُمْ إِن لَّبِثْتُمْ إِلَّا عَشْرًا ﴿١٠٣﴾
103.Yetehâfetûne beynehum in lebistum illâ aşrâ(aşren).
Onlar aralarında: “(Dünyada) sadece 10 (gün) kaldınız.” diye gizlice konuşacaklar.
نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ إِذْ يَقُولُ أَمْثَلُهُمْ طَرِيقَةً إِن لَّبِثْتُمْ إِلَّا يَوْمًا ﴿١٠٤﴾
104.Nahnu a’lemu bimâ yekûlûne iz yekûlu emseluhum tarîkaten in lebistum illâ yevmâ(yevmen).
Onların söyledikleri şeyleri Biz, daha iyi biliriz. Yol bakımından onlara emsal olan “sadece bir gün kaldınız” diyecek.