تَكَادُ السَّمَاوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِنْهُ وَتَنشَقُّ الْأَرْضُ وَتَخِرُّ الْجِبَالُ هَدًّا ﴿٩٠﴾
90.Tekâdus semâvâtu yetefattarne minhu ve tenşakkul ardu ve tehırrul cibâlu heddâ(hedden).
Bundan neredeyse semalar (gökyüzü) parçalanacak ve yeryüzü yarılacak ve dağlar çökerek yıkılacaktı.
أَن دَعَوْا لِلرَّحْمَنِ وَلَدًا ﴿٩١﴾
91.En deav lir rahmâni veledâ(veleden).
Rahmân’a bir çocuk isnat etmeleri (sebebiyle).
وَمَا يَنبَغِي لِلرَّحْمَنِ أَن يَتَّخِذَ وَلَدًا ﴿٩٢﴾
92.Ve mâ yenbagî lir rahmâni en yettehıze veledâ(veleden).
Ve Rahmân’a çocuk edinmek yakışmaz (olamaz).