Edize.Com Kuran İsrâ Sûresi
İletişim Sitemap
SÛRELER
AYETLER
42

İsrâ sûresi 42. ayetin Türkçe okunuşu, Arapça okunuşu ve meali

وَلَقَدْ صَرَّفْنَا فِي هَذَا الْقُرْآنِ لِيَذَّكَّرُواْ وَمَا يَزِيدُهُمْ إِلاَّ نُفُورًا ﴿٤١﴾
41.Ve lekad sarrafnâ fî hâzâl kur’âni li yezzekkerû, ve mâ yezîduhum illâ nufûrâ(nufûran).
Ve andolsun ki Biz, tezekkür (idrak) etsinler diye, bu Kur’ân’da tekrar tekrar (hakikatleri) açıkladık. Oysa bu (açıklamalar), nefretlerinden başka bir şeyi artırmadı.
قُل لَّوْ كَانَ مَعَهُ آلِهَةٌ كَمَا يَقُولُونَ إِذًا لاَّبْتَغَوْاْ إِلَى ذِي الْعَرْشِ سَبِيلاً ﴿٤٢﴾
42.Kul lev kâne meahû âlihetun kemâ yekûlûne izen lebtegav ilâ zîl arşı sebîlâ(sebîlen).
De ki: “Eğer onların söyledikleri gibi onunla beraber (başka) ilâhlar olsaydı, o zaman onlar da (başka ilâhlar da) mutlaka arşın sahibine (ulaşmak için) bir yol ibtiga ederlerdi (ararlardı).”
سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى عَمَّا يَقُولُونَ عُلُوًّا كَبِيرًا ﴿٤٣﴾
43.Subhânehu ve teâlâ ammâ yekûlûne uluvven kebîrâ(kebîren).
O (Allah), onların söylediklerinden Sübhan’dır (münezzehtir) ve Üstün’dür, Yüce’dir, Büyük’tür.
42