قَالُواْ إِنَّا أُرْسِلْنَا إِلَى قَوْمٍ مُّجْرِمِينَ ﴿٥٨﴾
58.Kâlû innâ ursilnâ ilâ kavmin mucrimîn(mucrimîne).
“Muhakkak ki; biz, mücrim (günahkâr) bir kavme gönderildik.” dediler.
إِلاَّ آلَ لُوطٍ إِنَّا لَمُنَجُّوهُمْ أَجْمَعِينَ ﴿٥٩﴾
59.İllâ âle lût(lûtın), innâ le muneccûhum ecmaîn(ecmaîne).
Lut’un ailesi hariç, muhakkak ki; Biz onların hepsini mutlaka kurtaracağız.
إِلاَّ امْرَأَتَهُ قَدَّرْنَا إِنَّهَا لَمِنَ الْغَابِرِينَ ﴿٦٠﴾
60.İllâmraetehu kaddernâ innehâ le minel gâbirîn(gâbirîne).
Onun hanımı (kadını) hariç. Çünkü onun mutlaka geride kalanlardan (helâk olacaklardan) olmasını takdir ettik.