وَنَبِّئْهُمْ عَن ضَيْفِ إِ بْراَهِيمَ ﴿٥١﴾
51.Ve nebbi’hum an dayfi ibrâhîm(ibrâhîme).
Ve onlara, İbrâhîm (a.s)’ın misafirlerinden haber ver.
إِذْ دَخَلُواْ عَلَيْهِ فَقَالُواْ سَلامًا قَالَ إِنَّا مِنكُمْ وَجِلُونَ ﴿٥٢﴾
52.İz dehalû aleyhi fe kâlû selâmâ(selâmen), kâle innâ minkum vecilûn(vecilûne).
Onun yanına girdikleri zaman: “Selâm (olsun)” dediler. (İbrâhîm a.s) şöyle dedi: “Gerçekten biz sizden korkuyoruz.”
قَالُواْ لاَ تَوْجَلْ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلامٍ عَلِيمٍ ﴿٥٣﴾
53.Kâlû lâ tevcel innâ nubeşşiruke bi gulâmin alîm(alîmin).
(İbrâhîm (a.s)’ın misafirleri) şöyle dediler: “(Siz) korkmayın! Muhakkak ki; biz seni, bir âlim (erkek) çocuk ile müjdeliyoruz.”