تَرْمِيهِم بِحِجَارَةٍ مِّن سِجِّيلٍ ﴿٤﴾
4.Termîhim bi hicâratin min siccîl(siccîlin).
Pişmiş sert tuğladan taşları, onların üzerine atıyorlardı (öyle ki).
فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَّأْكُولٍ ﴿٥﴾
5.Fe cealehum ke asfin me’kûl(me’kûlin).
Böylece onları yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptılar.